13 Haz 2014

Bezirgân


Kalkan’a bağlı bir yayla köyü Bezirgan. Özellikle de “Likya Yolu” trekking parkurunun köyden geçmesiyle dikkat çekti. Tahıl ambarlarının Likya lahitleri biçiminde yapılmış olması bu bölge köylerinde çok yaygın. Bezirgan da diğer yayla köyleri gibi aç gözlü  tüccarların tahribatından  kurtulmaya çalışıyor. Fethiye’den Antalya’ya kadar uzanan Teke yarımadası tarihi eserleri, yaban ve doğal hayatı her geçen gün artan  tehdit altında. Bölgede birkaç tehlikeden söz edebiliriz.

  • ·       Taş Ocakları,
  • ·       HES Projeleri,
  • ·       Ambalaj Atıkları,
  • ·       Kaçak Avcılar,
  • ·       Kaçak ve çarpık yapılaşma. 

Yerel yönetimlerin popülist ve ötekileştirici politikaları doğrultusunda doğal kaynakların bu hoyratça kullanımı ileri kuşaklara devredecek pek bir güzellik bırakmayacak gibi görünüyor. Ne yazık ki bu da nüfusun çok küçük bir bölümünün umurunda. Geçim derdinde olan bölge ahalisi gözleme ve elişleri satarak kurtulmaya çalışıyor fakirlikten. Yaz aylarında nüfusu bine yaklaşan köyün yerleşik ahalisi yüz elli civarında görünüyor kayıtlarda. Tüm Korkuteli ve Elmalı köyleri hızla nüfus kaybediyor. Güzelim tarım arazileri bomboş, düğmeli köy evleri viranelere dönüşüyor. Sokaklar ıssız.

 En son ziyaret ettiğimde mübadeleden[1] önce “Kalamaki” adıyla anılan ve günümüzde “Kalkan” adı verilen balıkçı kasabası  beş yıldızlı turistik tatil köyü görünümündeydi. Ayak bastığınız andan itibaren her şey size bir tuhaf geliyor. Kasaba sokaklarında dolaşan  yabancıların çoğu İngiliz. Orta sınıf emekli İngiliz kamu memurlarının  favori bölgesi Kalkan. Sanki bu kasaba halkı buraya çok farklı yerlerden gelmişler gibi. Kasabada eski balıkçı yaşamı yok olmuş. Türkiye’nin dört bir yanından para kazanmak için bölgeye akın eden bir avuç yeni esnafın  gözlerini para bürümüş;  turistleri kazıklamaya endekslenmişler. Buranın müdavimi olan İngilizler hangi amaçla burayı seçmişler belli değil. Limanda sıra sıra görülen lüks lokantalar ne yazık ki bomboş. Tepelere doğru çıkıldıkça sayıları artan derme çatma lokantalarda daha makul fiyatlara yeiyecek bulmak mümkün. Yunanistan kıyısına gidilip bir balıkçı kasabasını ziyaret ederseniz  orada kasaba halkının normal balıkçı hayatını yürüttüğünü görürsünüz. İnsanlar sabah olunca işlerine gidip akşamları evlerine dönüyor sonra ailesiyle ve arkadaşlarıyla birlikte meydandaki ucuz lokantalarda yiyip içiyorlar. Tüm Ege sahil kasabalarının değişmeyen Kalkan kayıtlarında 1915 yılında kasabada on yedi lokanta bir terzi olduğu kaydı tutulmuş. Kalamaki 1923 yılından sonra el değiştirmiş. Zoraki bir değişim. Gelenler karma bir nüfus. Çoğunluk Sünni Müslüman. hızla kasabayı dönüştürmüşler. Kasabanın kilisesini camiye dönüştürmekle başlayıp tavernaları da kapatmışlar.

Kalkan ‘ a on yedi kilometre mesafedeki yayla köyü “Pirha”  yeni adıyla “Bezirgan” ın tarihçesi konusunda çelişkili bilgiler var.[2] Köyün kahvesi  Derviş Kafe yolcuların sığınak noktası. Köyün tek  pansiyonu “Owlsland”[3] Erol ve Pauline çifti tarafından yönetiliyor.[4] Pansiyonun özellikle Likya Yolunu yürüyenlere hizmet verdiği söylenebilir. Denizden yedi yüz metre yükseklikteki yayla köyünün iklimi özellikle sıcak ve nemli geçen yaz aylarında ılık olduğu söylenebilir.

Bezirgân köyü konusunda maalesef elde fazla bir bilgi yok. İnternet taramalarında da turizm ağırlıklı bilgilere ulaşılıyor. Öte yandan “Pirha” adlı antik Likya kentinin kalıntılarının köyün yakınlarında yer aldığı, kentin tapınak ve nekropol alanının kalıntılarının hala ayakta olduğu söylenebilir. Doğa tutkunları için kuş ve bitki çeşitliliği bakımından çok zengin olan bölgede keşfedilecek çok şey var.  





[1] Lozan anlaşması gereği Türkiye’deki Hıristiyan nüfusun Balkanlardaki Müslüman nüfusla yer değiştirmesi olayına mübadele denmektedir. 1923 tarihinde bir milyon iki yüz elli bin Hıristiyan Rum’un beş yüz bin Trakyalı Müslümanla  zorunlu olarak yer değiştirmesi sağlanmıştır.
[3] Baykuşlar diyarı adını verdikleri pansiyonun web sitesinde çok yararlı bilgiler var: Üç tür baykuş gözlemlenmiş, Strix aluco, Otus scops  ve Athene Noctua. Genel bilgi olarak başka bir siteden elde ettiğim bilgiye göre, 60-70 yıl kadar yaşayabilen baykuşlar, 18-70 cm boylarındadır. Bilinen 123 türü bulunmaktadır. Puhu, cüce baykuş, alaca baykuş, kukuma baykuş türleri arasında yer alır 

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...