5 Haz 2015

Neyi Seçiyorum..?


Yine bir seçim dönemi yaşanıyor. Bol küfürlü, skandallı, kavgalı, bol gürültülü, bombalı, TOMA’lı ve biber gazlı.

Bu seçimlerin ve geçmiş seçimlerin bol aritmetikli, kavranması zor bir yanı var. Seçmen sayısı, baraj, nispi mi yoksa çoğunluk mu gibi parametreler var. Sonuç itibariyle basit bir sistem değil. Türkiye’de  seçim sistemi olarak “yüksek barajlı liste usulü nispi temsil sistemi” uygulanmaktadır. Yüzde onluk bir baraj söz konusudur. Seçmen bölgesi söz konusu olmaksızın siyasi partilere veya bağımsız adaylara oy vermektedir. Siyasi partiler de daha önce belirlemiş ve deklare etmiş oldukları listelere göre seçim bölgelerindeki oy sayılarına göre milletvekili çıkarmaktadırlar.  

7 Haziran 2015 Milletvekili Genel seçimlerinde oy kullanacak seçmen sayısı (55,922,380 ) Elli Beş Milyon Dokuz Yüz Yirmi iki bin üç yüz seksen olarak YSK Tarafından açıklanmış bulunuyor. Bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçimi için belirlenen seçmen sayısından yaklaşık iki yüz bin daha fazla (55,701,719).  

Seçime katılım oranı genellikle yüzde yetmiş civarında seyretmektedir. Seçmen merkez ağırlıklı bu siyasi yapıdan aslında hoşnut değildir. Devletin tüm kadrolarıyla siyasallaştığı dönemlerde halkın tercihinden ziyade çıkar gruplarının menfaatleri belirleyici olmaktadır. Merkeze toplanan siyasi güç yerel sorunlarla uğraşmaktan çok iktidarı elinde tutmak için devletin olanaklarını seferber etmeyi tercih etmektedir.

Nitekim bu seçimlerde de iyice kutuplaşan Türkiye’de mücadele dört parti arasında cereyan edecektir. Bu seçimlerin iki kritik alanı vardır. Birincisi AKP’nin uğradığı oy kaybının ne ölçüde olacağının tahmin edilememesidir. Son seçimlerde Yüzde elli oy alan AKP’nin bu seçimlerde yüzde otuzlara düşeceğinden söz edilmektedir. İkinci kritik alan HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği konusudur. Eğer HDP barajı geçerse mecliste en az altmış milletvekiliyle önemli bir temsil sağlayacaktır. Eğer barajı geçemezse AKP ve diğer barajı geçen partilerin milletvekili sayısında orantısal bir artış olacaktır.

Bu seçimlerde oy çalma, hile ile torba saklama, bilgisayar kayıtlarında sahtecilik gibi seçim hilelerinin yapılacağı ihtimali üzerinde durulmaktadır. Yaklaşık iki aydır bu söylentiler ayyuka çıkmış durumdadır. Eğer seçimlerde hile yapılırsa, bu sonuçları çok vahim olaylar dizisinin başlangıcı demektir. İkinci tehlike parti mitinglerinde patlayan bombalardır. Özellikle de HDP mitinglerinde meydana gelen taciz olaylarının maksatlı olduğu kesindir. Hükümetin bu konuda aciz olduğu hatta ateşe körükle yaklaştığı da görülmüştür. Bu da vahim terör olaylarının seçimlerden sonra patlayacağı şüphesini güçlendirmektedir.

Seçim anketlerinin çoğu AKP’nin oy kaybını ve HDP’nin barajı geçeceğini işaret etmektedir. Bu da yapılacak seçim simülasyonunun bu iki parametre ışığında yapılmasının daha mantıklı olduğunu göstermektedir.

Yapılan istatistiki akıl yürütmeye göre ortaya şöyle iki temel senaryo çıkmaktadır:

Birinci Senaryo:

Birinci Senaryoya göre:  AKP % 33-35 bandına gerileyecektir. HDP tüm sol kesimin ve bir kısım AKP oyu alarak %12-14 bandına çıkacaktır. CHP ise % 35-32 bandına yükselecek, MHP ise %18-14 bandında oy sağlayacaktır. Diğer partilerin oy oranının barajı geçmeye yeterli olmayacağı için bu seçim sistemine göre ziyan olacağını da söylemek gerekir.  

İkinci Senaryo:

İkinci senaryo tümüyle sürpriz bir tabloyu ortaya çıkaracaktır. Bu sürprizde HDP barajı geçemeyecek, AKP ciddi bir oy kaybına değil de yüzde onluk bir oy kaybına uğrayacaktır. AKP % 39-36 bandında, CHP ise %30-34, MHP %18-15 bandında bir sonuçla milletvekili dağılımı gerçekleşecektir.

Birinci Senaryo milletvekili sayısı:        İkinci Senaryo Milletvekili Sayısı
AKP         215                                                           279                                        
CHP         199                                                           202
MHP         73                                                             69
HD            63                                                             -

İkinci senaryoya bakılınca HDP’nin barajı geçememesinin sonucu olarak AKP altmış milletvekili daha fazla çıkarma olanağına kavuşmuş bulunmaktadır. Esas sorun da budur. HDP’nin barajı geçip geçmemesinin CHP ve MHP oylarında belirgin bir artış veya düşüş meydana getirmediği aşikardır. Bu senaryonyu çok önceden hesaplayan partiler seçim stratejilerini de bu yönde kurmuşlardır.
Birinci senaryo gerçekleşirse Türkiye siyasi yaşamında yeni bir dönem açılacaktır. Bu dönemde AKP’yenilgisi giderek ciddi oy kayıplarına dönüşecektir. Rüşvet, ihaleye fesat karıştırma   ve yolsuzluk davalarıyla partinin hırpalanacağını  rahatlıkla söylemek mümkündür. En büyük zararı da Cumhurbaşkanı görecektir. Meclise verilecek gensoruları bu kez reddetmeye oy gücü yetmeyecek olan partinin geleceği pek parlak görünmüyor.

İkinci senaryo ise ciddi sorunların ortaya çıkacağı huzursuzluk dolu ağır bir dönemin başlangıcında olduğumuzu gösterecektir. HDP’nin meclis dışında kalmasının sonuçları Güney Doğu bölgelerinde giderek artan şiddet olacaktır. Bu şiddet sarmalı tüm Türkiyeyi ve meclisi  sarsacak şiddette olacaktır. Nispi bir AKP başarısı gibi görünse de bu senaryo Türkiye’nin hayrına olmayacaktır.

8 Haziran sabahı Türkiye’nin hangi yolda yürüyeceğini şimdiden kestirmek kolay değil. Özgürlüklerin arttığı, beraberlik ruhunun yeniden kurulduğu refah dolu bir döneme girmediğimiz ise çok belli. 

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...