"I am proud to be a griot, I become a bird and fly above the people."
Öğrencilik yıllarımda duyduğum ilk özgürlük çağrısı buydu.....Afrika kıtası ve kültürüyle ilk kez Paris'de 1974 yılında bir akşam ansızın Sen nehri kıyısında tanışmıştım. Latin mahallesi'nde. Sen nehrinin en hareketli kıyısında .
Ami Koita adlı Malili şarkıcının sokak daha doğrusu nehir konseriydi bu. Sen kıyısında taşların üzerinde bir "sahne" yapmışlardı... Bir yerli kalkanıydı . Onun üzerine çıkmış uzun boylu bir genç kız, uzun renkli giysileri içinde dans ederek şarkı söylüyordu.
Sen Nehri kıyısında bir yerde, merdiven basamaklarının sonunda bir avluda.
Afrikalı bir genç kız şarkı söylüyordu. Tek kelimesini bile anlamıyorduk. Ama sesi hepimizi büyülemeye yetiyordu.
Notre Dame kilisesinin binlerce gizli dehlizinin açıldığı o basamaklarda bir konser vardı. Giriş ücreti bir Frank, şarap bardağı iki Frank.
Ami Koita .... Mali'nin ünlü müzisyen ailesi Koita'nın yetenekli kızı Ami, konser veriyordu...
N'Darila adlı bir ağıt söylüyordu.... Bir Mali destanı... halkın sözlü geleneği Bambara dilinde söylediği büyüleyici bir ağıt.
Balafon, kora, ngoni, gibi Afrika çalgılarıyla da orada ilk kez karşılaştım. Ünlü Malili müzik okulu görevi yapan aileleri de orada öğrendim: Kouyate, Soumano, Diabate aileleri geleneksel müziklerini çocuklarına öğreterek devam etmesini sağlıyorlarmış. Eğer bir "jalimusolu" ya da " griot" iseniz ününüz tüm Afrikaya yayılırdı. Her köyden davet alırdınız. Hediyeler verilirdi size. paraya ihtiyaç duymadan yaşardınız tüm kıtada... Binlerce yıl sürüp giden bir gelenek...
Ami Koita'nın sesi nehrin iki yanındaki taşlara çarpıp yansıyordu. Kollarını havaya bir kuğu gibi kaldırmış şarkı söylüyordu...
"I am proud to be a griot, I become a bird and fly above the people."
"Bir kuş oldum uçtum,İnsanların üzerinden; aşık (ozan) olduğum için kıvanç duyuyorum...."
Özgürlük şarkıları duymayalı o kadar çok oldu ki....
Öğrencilik yıllarımda duyduğum ilk özgürlük çağrısı buydu.....Afrika kıtası ve kültürüyle ilk kez Paris'de 1974 yılında bir akşam ansızın Sen nehri kıyısında tanışmıştım. Latin mahallesi'nde. Sen nehrinin en hareketli kıyısında .
Ami Koita adlı Malili şarkıcının sokak daha doğrusu nehir konseriydi bu. Sen kıyısında taşların üzerinde bir "sahne" yapmışlardı... Bir yerli kalkanıydı . Onun üzerine çıkmış uzun boylu bir genç kız, uzun renkli giysileri içinde dans ederek şarkı söylüyordu.
Sen Nehri kıyısında bir yerde, merdiven basamaklarının sonunda bir avluda.
Afrikalı bir genç kız şarkı söylüyordu. Tek kelimesini bile anlamıyorduk. Ama sesi hepimizi büyülemeye yetiyordu.
Notre Dame kilisesinin binlerce gizli dehlizinin açıldığı o basamaklarda bir konser vardı. Giriş ücreti bir Frank, şarap bardağı iki Frank.
Ami Koita .... Mali'nin ünlü müzisyen ailesi Koita'nın yetenekli kızı Ami, konser veriyordu...
N'Darila adlı bir ağıt söylüyordu.... Bir Mali destanı... halkın sözlü geleneği Bambara dilinde söylediği büyüleyici bir ağıt.
Balafon, kora, ngoni, gibi Afrika çalgılarıyla da orada ilk kez karşılaştım. Ünlü Malili müzik okulu görevi yapan aileleri de orada öğrendim: Kouyate, Soumano, Diabate aileleri geleneksel müziklerini çocuklarına öğreterek devam etmesini sağlıyorlarmış. Eğer bir "jalimusolu" ya da " griot" iseniz ününüz tüm Afrikaya yayılırdı. Her köyden davet alırdınız. Hediyeler verilirdi size. paraya ihtiyaç duymadan yaşardınız tüm kıtada... Binlerce yıl sürüp giden bir gelenek...
Ami Koita'nın sesi nehrin iki yanındaki taşlara çarpıp yansıyordu. Kollarını havaya bir kuğu gibi kaldırmış şarkı söylüyordu...
"I am proud to be a griot, I become a bird and fly above the people."
"Bir kuş oldum uçtum,İnsanların üzerinden; aşık (ozan) olduğum için kıvanç duyuyorum...."
Özgürlük şarkıları duymayalı o kadar çok oldu ki....