Antalya Belek 'de yeni açılan 'Adem ve Havva' nın Oteli' nde davetli olarak kaldık. Bu beyaz rengin çılgın miktarda kullanıldığı dekoratif uygulamayı daha önce Antalya ' da 'Hillside Su Oteli 'nde de görmüştük. Hillside Grubunun işlettiği otelin ve Adem ve Havva 'nın Oteli'nin aynı mimar tarafından dekore edildiği çok açık. Otelin yönetiminden ise, eskiden Gloria 'da , daha sonra da Rixos' da yöneticilik yapan tecrübeli bir genel müdür sorumluymuş. 1998-99 'da Gloria 'nın İstanbul'dan gelen golfcülerin buluşma yeri olduğu günlerden tanıdığımız Cem bey .
Beyaz renk , aynalar ve dikdörtgenler .Tüm mekana bu üç öğe yoğun bir biçimde uygulanmış. Bu türe 'minimalist stil' , 'Modern Stil ' diyenler var .Bence ikisi de değil. Karartılmış ve siyaha boyanmış koridorların uzunluğu 100 metreye yakın . Koridorlar ve asansörlerin karanlığı otel sakinlerinin 'Incognito' kalmasını sağlıyormuş . Bir karaltı görüyorsunuz ama yüzünü seçemiyorsunuz . Karanlık koridorlardan ve kuyuya düşüyormuş hissi veren loş asansörlerden geçerek dışarı gün ışığına çıkabiliyorsunuz . Koridorun bir ucundan yürüyerek plaj,restoranlar, SPA bölümüne , diğer ucundan ise resepsiyona ve dışarıya çıkılıyor..İki uç arasındaki bağlantı da iç mekandaki ortası bar iki yanı mağaza ,restoran olan koridorla sağlanıyor .
İç mekanlarda loş ışıkta oturuyorsunuz.Yine 'Incognito' uygulaması . Restoranda uzun beyaz masalarda yemek yiyorsunuz .Duvarın bir bölümü uzunlamasına açık büfeye dönüştürülmüş. Deniz mahsülü yiyecekler dikkat çekiyor. Az ama öz bir açık büfe sunumu var. Yemekte içecekler için ayrıca para ödeniyor. Bu diğer beş yıldızlı otellerden farklı bir uygulama.
Benim açımdan boş yere olduğunu bilmeme karşın , bir birey olarak otelin geometrisini ve kimyasını anlamaya çaba gösterdim. Her yerini gezip fikrimi değiştirecek bir şeyler aradım . Otelin tüm havasının ,laboratuar görüntüsünün altında son moda kuramlar, entellektüel kıvılcımlar aradım. Otelin artık bir eşyası bir parçası olarak ,size servis edilen tek tip füzyon elektronik müziği tüketmek ve o dekorasyonla bütünleşmek durumundasınız . Sağlı sollu mağazaların yer aldığı barda uzun bar taburelerinin üzerinde oturup karanlığa ve görgüsüz tavırlarıyla sağa sola gösteriş yapan yeni zenginlere katlanmak zorundasınız . Çok yaşlı göbekli bıyıklı esmer adamlar ,taş çatlasa 18-19 yaşındaki Rus genç kızlarla bu mekanda içki içiyorlar. Artık Belek otellerinde Rus egemenliği her geçen yıl daha da açık bir biçimde kendini gösteriyor.
Uzun ve biteviye akıp giden bir tuhaf geometri tek renge indirgeniyor.Kağıt üzerine cetvelle çizilen çizgilerin içindesiniz. Doğal hiç bir şey yok . Her şey yapay . Yapay ağaç maketleri de tek tip. Dallarına dört köşe elma maketleri asılmış . Yaşamınızın ve birikiminizin tek bir kalıba dökülmek istendiği hissine kapılıyorsunuz. Bu sizi ürpertiyor .Plastik bir yaşam kalıbı .
Ben bu oteli tasarlayanların hangi mantıkla hareket ettiğini anladığımı sanıyorum . Her ne kadar aşk oteli dense de , Adem 'le Havva'dan söz edilse de ,bu çok iyi bilinen dini kavramları da bulamıyorsunuz. Adem ile Havva öyküsünün hiç bir şekilde sembolizması kurulmamış . Küp şeklindeki kırmızı plastik elmalar Adem 'le Havva'yı simgeliyor ,beyaz renk de aşkı simgeliyor her halde . Ama hangi aşkı, hangi cenneti ?
Bu otel benim tarzım değil. Bir golf oyuncusu ve bir doğa aşığı ve kuş gözlemcisi olarak ben aradığımı burada bulamayacağımı zaten biliyordum. Belek 'in her yanını saran doğa içinde fıstık çamlarının,begonvillerin,palmiyelerin,portakal ve mandalina ,limon ağaçlarının , zakkumların ve mimozaların ,erguanların renklerine , zeytin ağaçlarına otelin sınırları içinde rastlamayacağımı biliyordum .
Otelden çıkınca yolun iki yanını kaplayan mimozalar bizi karşıladı. Biz kendi dünyamıza sığındık . Arkamızda kalan otel , denizin kıyısında bomboş ve bembeyaz ve duvarları plastik çimle kaplı bir biçimde öylesine duruyordu.
Bu otel Kuzey Avrupalı golfcü turistlerin geldiği bu bölgede bakalım ne kadar başarılı olacak ..