7 Nis 2007
Alanya -Alaiyye
Yeni Alanyalılar çok mutlu. Resimde görülen Alman çift iki yıldır buradalarmış ama herkes onları tanıyor.Esnaf gelip hal hatır soruyor .Türkçe konuşuyorlar.Alman çift de gayet iyi konuşabiliyor.Biz yemeğimizi yerken hemen hemen her yoldan geçen onlarla durup bir şeyler konuştu.Kentin bir parçası olmuş bu Alman çift .Karı koca çok mutlular.
Sahil yolunda parklar ,tenis kortları cafeler çehresini değiştirmiş kentin.Antalya'da bile olmayan şey burada gerçekleşmiş.Bir Anadolu kasabası görüntüsü çağdaş bir Akdeniz sahil kentine dönüşmüş.
Sahil yoluna girdiğimizde değişen kenti ve kent yaşamını bariz bir şekilde görüyoruz.Belediye oto park sorumluluğunu özel bir firmaya vermiş.Otopark A.Ş. Yolların bir bölümü sarı çizgilerle çizilmiş.O bölüme arabanızı park ediyorsunuz .Yakındaki otomattan da bilet alınıyormuş.Biz bilet almadığımız için ,geri döndüğümüzde arabanın tekerleğinin kelepçelenmiş olduğunu gördük.Cama sarı renkli bir kart bırakılmış.Karttaki telefonu aradık.Az sonra bisikletle görevli geldi. 5 lira kelepçe,1.5 lira park parası.Ödedik.Kelepçe açıldı. Arabamıza kavuştuk.Bence bu yaptıkları uygulama kanuni değil.Bu kadar kolay olmamalı.Ceza kesme yetkisi bu şirkete nasıl devredilebiliyor anlamak mümkün değil.
Kaleye girerken tam otomatik turnikelerden geçiyoruz.Metro istasyonu gibi turnikeler koymuşlar.Kim akıl ettiyse etmiş.3000 yıllık kaleye girerken bu yeni teknolojiyi yadırgıyoruz doğrusu.
Kalenin ayrılmaz bir parçası olan Bizans kilisesini görünce yine Anadolu'nun eski halklarının ayak izlerini yeniden bulduğumuzu anlıyoruz.Bizans döneminde yapılan yonca yaprağı kilisesi orada yıkık dökük duruyor.Çok fazla bilgi yok.Kilisenin etrafı tel örgülerle çevrilmiş.Gezilemiyor.
Kilise nedense onarılan su sarnıcından daha değersiz bulunmuş.Bu bilinçli ihmal giderek tüm öteki dinlerin tapınaklarına uygulanıyor.Kiliseler ve Apollon tapınakları ve sinagoglar onarılmıyor.Bu muhteşem tarihi kalenin hemen hemen hiç bir yeri özenle onarılmamış.Yalap şap çimento sıvanmış surlar ve burçlar çok çirkin duruyor.Kalenin içinde turist kadınları taciz eden yerli delikanlılar her an kavga etmeye hazır .Avlarını seçip saldıran bir kurt sürüsü gibi burçlarda geziyorlar.Alanya'da yaşayan oldukça büyük bir Hıristiyan kolonisi var.Kiliseleri de varmış.Neden bu kaledeki kilise restore edilip 'Din Turizmi' için kullanılmaz anlamak mümkün değil.Her şeyi paraya döndüren kültür bunu akıl edemiyor olamaz.Mutlaka başka bir nedeni vardır .
Tehlikeli bölgelere demir mazgallar , platformlar konmuş.Yıkılan burçların bir bölümü iptal edilmiş.Kalenin hiç bir yerinde girişte uygulanan çağdaş kolaylığın zerresi uygulanmamış.Eserler sağa sola saçılmış duruyor.Tek güzellik ,taşların arasından fışkıran mimozalar ve fıstık çamları.Bu muhteşem tarih hazinesi kendi kaderine terk edilmiş durumda.Kurtarılmayı bekleyen bir kültür hazinesi daha.Aliyye Kalesi de ehil olmayan bir bürokrasinin kurbanı olmuş.Aç gözlü her şeyi paraya dönüştürmeye kurgulu kültürün istilası altında ziyan olmuş.
“Kremna (Κρεμνα)`
Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...
-
'Alegori', daha dar bakarsak, Batı Avrupa'nın ortaçağda başına tac ettiği bir anlatım yöntemidir. Tanımlayıcı özelliği, en kısa ...
-
Prologos ( προλογοσ) Balat eski adıyla “Palation” ya da “Petrion” olan semti Konstantinopolis’in Rumları “Phanariots” olarak ad...
-
Önce Modernizmi anlamak gerekir . Modernizm genelde, on dokuzuncu yüzyıl sonu ile ikinci dünya savaşı'nın başlangıcına kadar olan dönem...