3 Nis 2007

Medeniyetler Çatışması ve Hoşgörü


Belek Hoşgörü Merkezi:

Antalya Belek'de bölge turizm yatırımcılarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir projeyi gördük.Hoşgörü projesi.Üç İbrahim'i sema'i dinin sembolik mabedlerinin yer aldığı bir mekan , bir site yapılmış.Cami,kilise,ve bir sinagog yer alıyor sitede .
Bu coğrafyada bu üç dinin hoşgörü içinde varolduğu mesajını iletmek için yapılmış bir proje.



“Homo homini Lupus”

Üniversitede ilk hukuk dersimizde hocamız Rona Aybay bu cümleyle başlamıştı hukuk dersine.Genel olarak bizim liselerde latince dersi öğretilmediği için bu cümlenin anlamını da kimse bilemedi.

Bizim liselerimizde öğrencilerin içinde yaşadıkları kültüre ilişkin hiç bir dil doğru dürüst öğretilmez.Devlet liselerinde Türkçe ,İngilizce ,Fransızca ve Almanca dersleri lise öğrencisine dert çıkarmaktan başka bir işe yaramaz . Lisede bu dillerden birini alan öğrenci , o dilin ve kültürün yarısını bile öğrenemez .Kültür dilleri olan ,Farsca ve Arapça giderek Osmanlıca da öğretilmez.

Bu nedenle hukuk dersine giren çiçeği burnunda üniversite öğrencisi bu latince cümlenin anlamını bilemez. Sonradan yarım yamalak öğrenir. Romalı ünlü tiyatro yazarı Plautus (MÖ.184 yılında )bu kavramı eserlerindesık sık kullandığını çok daha sonra öğrenir.



İnsan düşüncesi ,kendini tanıdıkça tarih boyunca kendi karşıtını ve yani ötekini kendinden apayrı ve karşıt bir varlık gibi yaratma eylemi içinde olmuştur. Her uygarlık kendi Doğu ‘ sunu ya da Batı’ sını yaratmakta hiç geri kalmamıştır . Hint,Hitit,Sümer ,Mısır,Yunan,Roma,Bizans,Avrupa ,Amerika uygarlıkları hep kendini ve ötekini yaratagelmiştir . Kendi olanlar ve öteki olanların mücadelesi .

Ötekini kendi aynasında üretme ihtiyacı , bir zorunluluk olmuştur insan için . Ötekiliğin yaratılma sürecinin , kendini bilmeyle başladığı söyleniyor. Bu muhteşem keşfi mitolojiye göre ‘Narsisus’ başlatıyor . Sudaki kendi ve öteki kendi . Ötekine bakarken kendimizi gözlemliyoruz . Kendimize bakarken ötekini arıyoruz .Burada hegelci düşünceye de atıfta bulunmak gerekir . Hegelci düşünce tarihin ve evrenselliğin merkezinde kalmak istemiştir hep . Bu bağlamda Hegelci düşünce kendi olmayı seçip , öteki olanları dışlamıştır . Batının sürekli doğuyu dışladığı gibi . Ortak hafızalarımızda yerleşik uygar dünya ve öteki dünya imajı artık her yerde karşımıza çıkıyor . Kendimize uygun olmayan düşünceyi öteki düşünce kılarak sürdürüyoruz yaşamımızı.İlkçağlardan bu yana hoşgörü en az bulunan şey olagelmiş.Kaba güce sahip olan kendi dinini ötekine kabul ettirmek için güç kullanmış.Çoğunluk hep azınlıkta kalanı 'dönmeye' zorlamış.Azınlıkta kalanların bir bölümü baskıya dayanamamış.Karşı çıkanlar kılıçtan geçirilmiş.

Bu Akdeniz uygarlıklarının kurulduğu bölgede ve her yerde hoşgörüyü aramayı sürdürüyoruz.Hoşgörü kendimize istemesi kolay ,ötekine vermesi en zor şey.

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...