Budist geleneklere göre insanın huzurunu bozan ruh halleri
vardır. Bunlara kleshas[1] adı verilmektedir.
Budistler Buda’nın vaazlarının “Pali”,”Kanon” adlı
bir kitapta toplandığına ve 400 yıl kadar sözlü olarak nesilden nesile
aktarıldığına inanırlar. Bu sözlü bilgilerin daha sonradan kitap olarak
derlenmesi diğer dinlerde de tekrar etmiştir. Peygamber kavramı Budizmde
yoktur.
Budizm’in kutsal kitabı üç sepet anlamına gelen “Tripitaka veya
Tipitaka’dır”.
Tripitaka da; aşağıdaki bölümler bulunur.
- Vinaya Pitaka
- Sutta Pitaka
- Abhidhamma
Bu kitaplarda rahip ve rahibelerle ilgili kurallar, ayin usulleri,
beslenme, giyinme, Buda’nın hayatı, konuşmaları, vaazların yorumu, Budizm
felsefesi vb. ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Kurallar hemen hemen her durumu
göz önüne alan yaptırımlar içerir.
Budizm iki büyük mezhebe ayrılır:
1- Hianayana (Küçük araba) ,
2- Mahayana (Büyük Araba)
Hianayana kişinin kendisini kurtarmasını esas alır. Bu mezhepten olanlar
kişinin toplumsal olaylarla ilgilenmesini doğru bulmaz, ilgilenenleri de sapkın
olarak nitelendirirler.
Mahayana: Toplumu bir bütün halinde ele alarak herkesin kurtuluşa ermesini esas
alır. Tek bir kişinin kurtuluşunun hiçbir şeyi çözmeyeceği, esas olanın tüm
insanlığın kurtuluşu olduğu esasına inanılır. Bu mezhepten olanlar da sadece
kendini kurtarmayı düşünenlere iyi gözle bakmazlar.
Mahayana ”Buda öğretisi”nin ilk evresi, talibin (Shravakas) dört
büyük gerçekle yüzleşmesi esasına dayanır. Talip bunu Arhat veya Buda
seviyesine ulaşmış bir mürşit yardımıyla yapabilir. Mürşitin görevi talibi
bağımlılık yaratmadan dört büyük gerçekle yüzleştirmek ve kendi yolunu
bulmasını sağlamaktır.
Dört büyük gerçekten, ilki yaşamın bütünüyle acı çekmek olduğu esasına
dayanır. Bir mürşit yardımıyla öğrenimine devam eden talip,
açgözlülük, kin, cahillik gibi ruha acı veren kirlerden (Kleshas) arınmayı
öğrenir.[2]
Kleshas (Sanskritçe, kleśa; Pali: kilesa; Tibetça: nyon mongs),
insanın zihnini bulandıran, benliğin doğayla bütünleşmesine engel
olan engeller olarak da tanımlanan kleshas : anksiyete, korku,
öfke, kıskançlık, istek, depresyon, açgözlülük, kin, cahillik. vb. olarak
tanımlanmaktadır.
Acı veren kirleri[3] tanıyan ve benliğinde
hisseden talip, artık ikinci aşamaya geçmeye hazır demektir. İkinci aşama “kleshas”ların
nedenlerini kavrama esasına dayanır. Talip uzun ve meşakkatli olan bu ikinci
aşamada ruhu kirleten kleshasların nedenlerini derinlemesine araştırır. Özümser
ve sindirir.
İkinci aşamanın sonunda talip ancak Buda seviyesindeki bir mürşitin
onayıyla üçüncü aşamaya Nirvana’ya geçebilir. Bu seviyeye geçen talipe “Arhat”
ünvanı verilir. Arhat ünvanı alan talip artık Buda olma yolunda ilerlemektedir.
Mürşitlik yapmayı öğrenerek Buda seviyesine çıkar. Geçmiş ve gelecekteki tüm
karmaları kavrayan Buda Nirvana’ya yani kurtuluşa ulaşmış, huzura ermiştir.
Kaynak: Vikipedi
[1] Kleshas (Sanskritçe,
kleśa; Pali: kilesa; Tibetça: nyon mongs), insanın
zihnini bulandıran, benliğin doğayla bütünleşmesine engel olan engeller
olarak da tanımlanan kleshas : anksiyete, korku, öfke, kıskançlık,
istek, depresyon, açgözlülük, kin, cahillik. vb. olarak
tanımlanmaktadır.
[2] İnsanın bu özelliği diğer
dinlerde de ele alınmıştır. Örneğin tasavvufta insan nefsî itibarı ile şeytanî
ve ruhu itibari ile de melekî bir varlık olarak nitelendirilir. Burada “nefs”
kavramı esas itibariyle tüm dinlerde ele alınan eğitimin temel öğesi olarak
karşımıza çıkmaktadır.
[3] Nefsini
kontrol altına alamayan insan