29 Mar 2007

Akhtamar (Ahtamar) Surp Haç Kilisesi



Bugün Van Gölü adacıklarından biri üzerinde bulunan tarihi Akhtamar Surp Haç Ermeni Kilisesi restorasyonu tamamlanarak müze olarak servis vermek üzere açılmış.
Küçük yaşımda oraya gittiğimizi hayal meyal anımsıyorum . 5-6 yaşlarımda olmalıydım. Aslında bir kaç aile oralara yüzmeye gitmiştik.Van gölünün sodalı suyunda mayolarımız bembeyaz olmuştu.Balıkçılardan biri parmağıyla göstererek :
"Ermeni Kilisesi " demişti.
Kilise orada yarı yıkılmış , daha önce dedemin köyünde gördüğüme benziyordu.İkinci kez bir kilise görüyordum.
İlk kiliseyi bana dedem göstermişti.4-5 yaşlarında olmalıydım. Erzincan 'a Keş Kuyusu köyüne dedemi ziyarete gitmiştik.Dedem geniş bahçeye yukarıdan bakan terasda parmağıyla ilerde ağaçların arasından çan kulesi görünen kiliseyi göstermiş oraya tek başıma gitmememi öğütlemişti.Dedem söyler söylemez içimde orayı gidip görme arzusu belirmişti.Sonradan dedem beni oraya götürüp gezdirmişti.Harap yarı yıkılmış duvarlarındaki renkli resimler yer yer kazınmıştı.

Yıllar sonra Anadolunun tarihine duyduğum merak ve çocukluk anılarımı tazelemek amacıyla her iki kilise hakkında bilgi toplamaya başlamıştım.
Aldığım Notlardan biri şöyle :

"Van Gevaş ilçesinin sınırları dahindeki Aktamar Adası'nda yer almaktadır. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspura Kralı I. Gagik tarafından M.S. 940 yıllarında Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki Jamaton 1793 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmemektedir. İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. Kilise, mimarisi yanında dış cephelerindeki figürlü taş plastiği ile dikkat çekmektedir. Plan bakımından merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç plana sahiptir. Orta mekan yüksek kasnaklı, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür. Kubbenin yüksek tutulması kilisedeki dikey etkiyi açıkça ortaya koymaktadır.

Kiliseye batı ve güneyden birer kapı vasıtayla girilmektedir. Kilisenin çevresi daha sonraki nemlerde ilave edilen yapılarla kuşatılmıştır.Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengin Bunun yanında İncil ve Tevrat'tan alınmış sahneler bulunmaktadır.

Yunus peygamberin öyküsü , Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ve Havva'nın Cennet'ten kovulması öyküsü , Hz. Davut ile Goliat'ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ate; üç İbrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bunların başlıcalarıdır.

Batı cephede Kral Gagik'i kilise maketini sunarken gösteren bir sahne yer almaktadır. Dört yöndeki alınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiştir. Bunlardan başka cephenin alt ve üst kesimlerinde, asma sarmaşığından oluşan kuşakçepeçevre binayı dolanmaktadır. Bu kuşakların içlerinde çeşitli sahneler işlenmiştir. Av sahneleri, çeşitli hayvanlar, güreşçiler ve sarayla ilgili bir çok sahneye yer verilmiştir. Ayrıca doğu cephenin tam ortasında asma sarmaşığı içerisinde Abbasi Halifesi Muktedir, başı haleli, bağdaş kurmuş vaziyette bir elinde kadeh, diğer elinde üzüm tutar vaziyette, tasvir edilmiştir. Aralarda serbest biçimde, asma sarmaşıkları içerisinde ve çatıların alt kesimlerinde zengin insan ve hayvan figürlerini görmek mümkündür.

Manastır topluluğunun tarihi IX. yüzyıla kadar inmektedir. Daha sonra 1462'de yenilenen kilise, 1703'teki depremde zarar görmesi üzerine 1712-1720 tarihleri arasında tekrar onarım geçirmiştir.Kilise doğu batı doğrultusu dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Ortadaki merkezi kubbe, batıdan iki serbest ayak ve doğudan apsis duvarına dayanan dört yöndeki kemerlerle taşınmaktadır. Doğudaki apsis beş köşeli olup iki yanında hücreler bulunmaktadır. Batı taraftaki haç kolunu tutan kubbe ise, kaburgalı olarak düzenlemiştir. Merkezi kubbe dışa doğru yüksek kasnak, piramidal bir külah şeklinde yansımıştır. Batı ve kuzey cepheden iki vasıtasıyla giriş sağlanmaktadır. Bunlardan ortadaki portakal şeklinde bir düzenleme göstermektedir. Kesme taş malzeme kilisenin tamamında kullanılmıştır.Batı tarafına eklenen jamaton ise, karelanlı ve dokuz bölümlü olarak düzenlenmiştir. Bölümlerin üzeri aynalı çapraz tonozlarla örtülmüştür. Batı cephesindeki dışa taşıntılı girişin üzeri çan kulesi olarak tertip edilmiştir. Alttaki kapı ise mukarnas kavsaralarıdır."

İşte bu notu mimari açıdan almışım. Bir de kilisenin dini tarihi olmalı.Ermeni kiliselerinin bildiğim kadarıyla çok karmaşık bir tarihi var. M.S. 300 yıllarından itibaren kiliselerin yapımına başlanıyor bu bölgede.Gregoriyan mezhebi ayrımı Doğu Roma Ortadoks kilisesinden kopuşla gerçekleşiyor.Daha sonra Gregoriyan mezhebinden de kopuş gerçekleşiyor .7. yüzyılla 14. yüzyıl arasında bu bölgede yaygın olan Zerdüşt dini ve üç semavi din arasında mücadeleler gerçekleşiyor.

Kilisenin yapıldığı yıllarda o coğrafya dünya tarihinin en hareketli mezhepler , kiliseler , kopuşlar ve iktidar savaşlarına sahne oluyor .Bu Anadolu kiliselerinin tarihini öğrenmek çok çaba gerektiren bir uğraş.

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...