1 May 2009

"Makûl " bir Bayram kutlaması


Eğer" makûl" bir kalabalık olursa Taksim Meydanı 'nda toplantı yapılabilir iznini veren İstanbul Valisi her halde meslek yaşamının en zor günlerinden birini daha yaşamıştır.
1977 yılının 1 Mayıs tarihinde kimine göre 37 kimine göre 41 kişiye mezar olan Taksim Meydanı'nda neler olduğu bugün hala resmen açıklanamıyor.

Bugün açılan pankart belki de en “makûl” pankart olarak 1 Mayıs tarihine geçecektir.
Cumhuriyetimizin savcıları,hakimleri,gazetecileri yaptıkları tüm tahkikatlerden eli boş döndüler.katiller , ajan provakatörler bulunamıyor.Bu davadan hüküm giyen tek bir suçlu bile bulunmamıştır.
Devletin emniyet güçleri her yıl bu olayları yeniden yaşamamak için çaresiz Taksim Meydanı'nda önlem alıyor. Kalabalıkları sayısına göre makûl ve makûl olmayan gruplara ayırıyor ve işçi sendikalarının temsilcileri oldukları bile şüpheli az sayıdaki gruplara meydanda toplanma iznini şartlı olarak veriyorlar.
Bir barış ve kardeşlik dayanışma günü olması gereken 1 Mayıs bayramı devletin emniyet güçleriyle halkın (işçilerin) çatışması haline dönüştürülüyor. Bazı "makul olmayan " gruplar geçtikleri yolları talan ederek, önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkarak ,dükkanları işyerlerini tahrip ederek bir amaç peşinde mi dolaşıyorlar ?

Bu grupların cep telefonlarıyla haberleşerek ,devletin hassas güvenlik kameralarında,TV 'de gazetelerde boy boy fotoğrafları yayınlanıyor ama tutuklanan yok, telefon konuşmalarını dinleyen de yok .Gruplar belirli fonksiyonu icra eder gibi çekinmeden ellerindeki sapanlarla, molotof kokteylleriyle devletin emniyet güçlerine saldıracak kadar fütursuz .

Kimdir bu kişiler ? Neden böylesine bir eylem yaparlar ? Devletin emniyet güçleri bunlara neden engel olamaz ? Aylar öncesinden bilinen bu eylemlerin teknolojik olarak istihbaratının yapılması bu kadar mı zor ?

Dükkanının vitrini kırılıp malları talan edilen esnafın zararını kim karşılayacak ?
Bundan kim ne çıkar sağlıyor sorusunu yanıtlayan da yok ..

Yine 1977 yılından bu yana değişen bir şey yok .Makûl olanla makûl olmayanın fiziki olarak ayrılamadığı, ne anlama geldiği de bir muamma haline gelen , ajan provakatörlerin cirit attığı bir 1 mayıs daha yaşadık.
Devletin emniyet görevlileri malesef makûl olmayanları ayıklayamadı, yine makûl olanları tutukladı ,ıslattı ve copladı.
.
Dükkanı tahrip olan esnaf sözün bittiği yerde durup emniyet güçlerinin kendisini korumasını bekledi.
Açık oturumlarda kanal kanal gezerek boy gösteren gözde yorumcular bir hukuk devletinde nasıl olup da bir günlük "makul " bir sıkıyönetimin hangi hukuk prensibine göre ilan edildiğini konuşacaklar mı acaba ?

Hiç sanmıyorum..

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...