7 Kas 2007

Alegori ve Sembolizm

'Alegori', daha dar bakarsak, Batı Avrupa'nın ortaçağda başına tac ettiği bir anlatım yöntemidir.

Tanımlayıcı özelliği, en kısa söyleyişiyle, bir şeyin bir başka şeyi temsil etmesidir. O çağın en tanınmış alegorilerinden biri 'Gül'ün Romanı' adını taşır.
Burada gül, güldür, ama gülden çok, 'sevgili'dir, sevilen kadındır.
Koşukla yazılmış bu hayli uzun anlatıda, erkek kahraman bu güle yaklaşmaya ve onu elde etmeye çalışır. Bunun için çeşitli arkadaşlarından yardım ister ve alır. Bu arkadaşları da 'alegorik' kişilerdir.

Birinin adı 'Bialacoil'dur: Ortaçağ Fransızca'sında, 'nezaket' anlamına gelecek bir kelime, ama ondan biraz daha karmaşık, 'sevimli', 'cana yakın' gibi çağrışımları da var.

Ondan yardım isteniyor, çünkü bu özellik, bir adamın bir hanımın gönlünü kazanma çabasında en önemli yardımcısıdır.

Delikanlı gibi 'gül'ün de böyle alegorik yardımcıları (ya da 'zaaf'ları) var. Gül, tabii, 'iffetli genç kız'ı temsil ettiği için, direnecek. Onun bir arkadaşının adı 'Acıma'. Ama 'Acıma', 'Bialacoil'un da arkadaşı.

Dolayısıyla delikanlı bu kanaldan, yani acımadan yararlanarak güle yaklaşmaya çalışıyor vb. Yani, böyle bir anlatı biçimi alegori.

Ama bununla bitmiyor. En az üç 'anlam tabakası' olacak:

1) Düz anlamı,
2) Manevi-ahlaki anlamı,
3) Teolojik anlamı.

Bu üçüncüde, delikanlının güle erişme çabalarını, insanın Tanrı'ya ulaşma çabalarının alegorisi olarak da okuyabilirsiniz. 'Kutsal Kitap'ı okuma ve yorumlama çabasının sonucu, aslında. Bu kitabın, başka bir çağda yaşayan insanlara 'kriptik' görünen meselelerine, hikâyelerine, o çağ için anlaşılır ve benimsenir bir yorum bulma çabası.


“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...