10 Eyl 2007

Yeni Lumpen Kültürü

Artık sokaklarda belirgin bir insan tipi algılanır oldu .
Yolda yürüken size dik dik bakan ,trafikte sizi sıkıştıran,yüksek sesle küfürler eden insan tipleri . Kentlerin varoşlarından gelen belirli bir yaşam tarzını benimsemiş 'lumpen ' toplulukları .
Lumpen, 19. yüzyıl siyasi düşünürleri ve sosyologları tarafından, toplumun en alt kesimlerini, dışlanmışları, sosyo-ekonomik açıdan en düşük sınıfını anlatmak için kullanıldı. Kelime , işçi sınıfının, en alt, sanayi tarafından dışlanmış, ağırlıklı olarak işsiz-güçsüz hayatını kazanabilmek için gündelik işlerde çalışan, örgütsüz grubu tanımlar.

Lumpen kelimesi, toplumun işsiz-güçsüz alt tabakasını olduğu kadar, popüler kültür ürünü ve halk şakşakçısı sanat akımlarını, zengin ama kalitesiz yaşamları anlatmak için de kullanıldı.
Lumpen kültürün elle tutulur hale geldiği futbol stadyumlarında, takımı için ölmeye geldiğini ilan eden taraftarın yenilgi sonrasında aynı takımın futbolcu ve teknik direktörünü lanetlemesi bunun tipik bir örneğidir... Semt pazar yerlerine dönük bir anlaşmazlığın veya otopark sahipliği konusundaki bir çatışmanın ölümle sonuçlanmasının temelinde yine bu duygunun hakimiyeti vardır.

Eğitimsizlik ve öfke, yaşamı günübirlik yaşama ve duyguları şiddetle ifade etme alışkanlığını da beraberinde getiriyor.

Her an kavga etmeye hazır lumpen çetelerin işgal ettiği büyük kent caddelerinde alttan alta kabaran bir öfke grubu her şeyi yıkıp dökmeye hazır bekliyor .

Türkiye, 1980’li yıllardan itibaren çok önemli iki değişim yaşamıştır.

12 Eylül darbesinin ardından toplum çok ciddi bir depolitizasyon sürecine itilmiş, kitlelerin apolitikleştirilmesi hedeflenmiş, özellikle sol büyük bir baskı altına alınarak ezilmiş, Amerikan yanlısı İslamcı gruplar kollanmış, Türk siyasetindeki dengeler hızla değişmeye başlamıştır.

Yükselen bölücü terör nedeniyle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden anakentlere göç başlamıştır. Anakentler ayrıca, kırsal kesimde yaşanan yoksulluk nedeniyle, ülkenin diğer bölgelerinden de göç almıştır, almaya devam etmektedir.

İç göç nedeniyle anakentleri kuşatan varoşlar sürekli büyümüş, buralarda yaşayan insanların büyük bir bölümü kent yaşamıyla bütünleşemediği için “kent köylü” olarak adlandıracağımız kitleler ortaya çıkmıştır.Bu kitleler yeni lumpen grubunu oluşturmaktadır .

Bu yeni lumpen kitlenin yeni bir kültüre ihtiyacı vardı . Bu kültürü yaratma süreci de şov, magazin, eğlence, dedikodu, arabesk, futbol gibi kitleleri uyuşturmaya, düşündürmemeye yönelik programlara ağırlık veren bir medyanın katkısıyla daha da hızlanmıştır.

Ülke nüfusunun yoğunlaştığı İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Mersin gibi anakentlerin çıkardığı toplam milletvekilli sayısına bakılırsa, bu illerde çoğunluğu sağlayan siyasi partinin seçimlerden birinci parti olarak çıkabileceği görülecektir.

İşte bu nedenle iç göçün tetiklediği bir diğer değişiklik de, siyasi partiler arasındaki dengelerinin belirlenmesinde yaşanmaya başlanmıştır.

Varoş olarak adlandırılan kenar mahallelerde oturanlar, artık anakentlerin seçmen nüfusunun yüzde 65’ini oluşturuyor. Ve bu kitlelerin yöneldiği siyasi partinin, seçimlerden başarıyla çıkması kaçınılmazdır.

Avam ve lumpen kütürünün hakim olduğu geniş halk kitlelerinin yaşadığı mega kentlerde artık kaçınılmaz bir dönüşüm başlamıştır.

Eğitim sisteminin ulaşmadığı bu çoğunluk, her türlü sosyal krizin ardında yatan , 'Serseri Mayın' ya da İngilizce tabiriyle 'loose Canon' olma durumuna girmiştir.

Bu grubu keşfeden ve etkileyen siyasetcilerin dönemi başlamıştır.

Bu lümpenleşme süreci bir paradoksu da beraberinde getirecektir .

Modernitenin tüm erdemlerinin yerle bir edildiği , bilinmeyen ve bilinemeyen güçlerin yarattığı bir linç dünyası .

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...