21 Eki 2007

Halil Cibran

Yaşam kalbini okuyacak bir şarkıcı bulamazsa, aklını konuşacak bir filozof yaratır.
Zihnimiz bir süngerdir, yüreğimizse bir nehir.
Çoğumuzun akmak yerine, sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!

Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim, durup yürüyenlerin geçişini seyretmeyi değil.

Eşin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.

Eğer ağzın yemekle doluysa nasıl şarkı söyleyebilirsin?

Ve eğer elin altınla yüklüyse, şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?

Güneşe arkanı dönersen, ancak kendi gölgeni görürsün.

Ben onlara güneşi gösterdim,Aptallar parmağıma baktılar.

Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin?Bana "seni anlamıyorum" demen, hak etmediğim bir övgü,hak etmediğin bir yergidir.

Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim.

Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.Her insan iki insandır;biri karanlıkta uyanık,diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

Düzenbazlık bazen başarılı olur,ama her zaman kendini öldürür.
Diğer yanımla hiç bir zaman tam bir uyum içinde olamadım.

Görünen o ki maddenin özü aramızda uzanmakta.
Bir gerçek her zaman bilinmek,ama ara sıra söylenmek içindir.

Eğer sırrını rüzgara açarsan,sırrını ağaçlara söyledi diye rüzgarı suçlayamazsın.

En acınacak kişi, düşlerini altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

Eğer insanlara boş elimi uzatır ve bir şey alamazsam çok üzücü;ama asıl ümitsiz durum, dolu elimi uzatıp kabul edecek kimseyi bulamamamdır.

(buradaki "el" = "sahip olunan" olsa gerek, tarafsız aklın verilerini sunup da geri çevrilen de aynı duyguyu yaşar ki bunu kabul etmeyenler daha da vahim vaka olmalılar... ME notu nacizane)

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...