4 Mar 2011

Dr. Uygar Özesmi

4 Mart 2011

Bugün üzücü bir haber ile başlıyorum. Buğday Derneği'nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı sevgili dostum Victor Ananias hayatını kaybetti. Henüz 40 yaşındaydı ama ekolojik tarım alanında geleceğin 5 liderinden biri olarak gösteriliyordu. 1971’de İsviçre Zürih’te dünyaya gelen, Ananias, Şilili babası ve Türk annesi ile doğal bir hayatı seçerek Bodrum’a yerleşti. Türkiye'deki ekoloji hareketine gerçek bir ilham kaynağıydı. Ekolojik Dükkan, Kutu'da Organik Ürün Dağıtımı, Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri (TaTuTa), Toplum Destekli Bahçe Projesi, Ekolojik Pazar gibi kavramları Türkiye'ye ilk defa getirdi. Son dönemde Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nde çalışmalarını sürdürüyor ve zeytincilik yapıyordu. Buğday Derneği’nin bitmez yorulmaz elçisi ve gezgini Victor’un açtığı yoldan hareketin süreceğine inancımız tam. Aynı zamanda geçmişte Açık Radyo programıcısı olan Victorun Cenazesi yarın Bodrum’da öğlen namazından sonra Bitez Camii’nde kaldırılacak

Bu arada Bodrum’da, Mavi Yol Girişimi üyeleri, Gündoğan beldesinde, kiralanan hazine arazisinde yapılan nazım imar planı tadilatına karşı açılan davayı kazandı. Bir turizm şirketinin, Gündoğan beldesi Tutamaç mevkisinde 16 hektarlık hazine arazisinin Kültür ve Turizm Bakanlığından 49 yıllığına 800 bin liraya kiralanmasıyla başlayan süreçte, şirket kiraladığı arazide nazım imar planı tadilatı istemiş, Gündoğan Belediye Meclisi'nde görüşülen tadilat isteği kabul edilmişti. Bunun üzerine Mavi Yol Girişimi üyeleri hukuki mücadele başlatarak plan tadilatının iptalini istedi. Mahkeme planın bir kısmındaki tadilatın iptaline karar verdi. Kararın ardından Mavi Yol Girişimi üyeleri adına yapılan basın açıklamasında Sema Höcek, “Yapılmak istenen kamuya ait olan yol güzergahının değiştirilerek turizm tesis alanlarının yoğunlaştırılmasıydı. 1,5 yıl önce başlattığımız hukuk mücadelesinde bu kararı iptal ettirmenin sevincini yaşıyoruz, bu kararın bundan sonra da olabilecek yanlışları önlemek adına örnek olmasını istiyoruz” dedi.

CHP, Yenilenebilir Enerji Kanunu’nu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. Kapalı grup toplantısında milletvekillerinden konuyla ilgili onay alındığı belirtilirken, CHP’nin yasada 3 temel noktaya itiraz edeceği belirtiliyor. Uzunluğu 15 kilometrenin altında olan kanal veya nehir gibi alanlarda kurulacak elektrik üretim kaynaklarının yenilenebilir enerji kaynakları arasında sayılması, doğal SİT alanı ilan edilen yerlerde elektrik üretim tesisi kurulması ve EPDK’nın elektrik üreten-dağıtan tesislerin denetimi için denetim şirketlerinden hizmet satın alınabilmesini, CHP’nin kanunda iptalini istediği konular olarak ifade ediliyor. Hükümet anlaşılan bir taşla iki kuş misali bu yasa ile hem rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjinin önünü tıkadı, hem de doğal alanları HES talanına açmış oldu.

Fakat Jeotermal’de güzel gelişmeler var. Bir başlangıç diyelim. Enerji Bakanı Taner Yıldız, yatırımcıya devredilen jeotermal sahaların, yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırım fırsatı sağlayacağını söyledi. MTA’nın bugüne kadar 34 jeotermal sahanın ihalesini yaptığını belirten Yıldız, jeotermal yatırımların bulunduğu bölgelerin kalkınmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekledi. Bakan Yıldız, “Yenilenebilir kaynaklarımız arasında önemli bir yer tutan jeotermal kaynaklarımızı hızla yatırıma dönüştürüyoruz. Bu kaynaklar ülkemizde, başta elektrik üretimi, sera-konut ısıtması, termal turizm ve sağlık amaçlı kullanılıyor” dedi. Şu ana kadar 9 adedi elektrik üretimine uygun olmak üzere toplam 34 sahanın, 208 milyon dolar karşılığında yatırımcıya devredildiğini belirten Yıldız, "Bu sahaların yatırıma dönüşmesiyle birlikte 150 MW elektrik kurulu gücüyle yılda 1 milyar 250 milyon kilovatsaat elektrik üretilecek. 2000 dönüm jeotermal sera yapılacak ve yaklaşık 20 adet büyük ölçekte 20 bin yatak kapasiteli termal ve sağlık tesisi hayata geçirilecektir” dedi.

Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, Antalya Aksu Çayı ile ilgili soru önergesini yanıtlayarak, derenin 2004’te Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikten sonra kirletilmesine izin verilmediğini savundu ve kirliliğin giderilmesi için islah çalışmalarına 300 milyon TL bütçe ayrıldığı, bu çalışmaların 2015’e kadar bitirileceğini kaydetti. Maden Kanunu’nda 2004’te yapılan değişiklik öncesinde, Aksu Çayı'nda ocak faaliyetlerinin düzensiz, kontrolsüz yapılması ve gelişi güzel malzeme alımları neticesinde, dere yatağının yer değiştirdiği ve kıyı oyulmaları sebebiyle tarım alanlarının risk altında kaldığının tespit edildiğini aktaran Eroğlu, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra gerekli tüm denetimlerin yapıldığını söyledi. Ancak önergeyi veren CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü ise Bakan Eroğlu’nun yanıtlarının tatminkar olmadığına vurgu yaparak, Aksu Çayı'ndaki tahribatın yıllardır gündemde olduğunu söyledi.

Yeşil ve Barış dolu bir dünya için sağlıcakla kalın.

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü

Gezegenin Geleceği'nin eski sayılarına ulaşmak için tıklayın.


“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...