22 Kas 2011

Dersim






Bugün medyanın tartışma odağında Dersim var. 1938 yılına geri dönüp bugünün gözlükleriyle “tarafsız” bir bakış açısı yakalamak hiç de kolay değil. Gerçekleri ararken geçmişin karanlık sayfalarında olanları anlatan birden fazla gerçek var. Bu gerçekleri anlamak da kolay değil. Ölümler hakkında yazılanları okuyanların kanı donuyor adeta. 
Aradan  80 yıldan fazla zaman geçmiş . Daha cumhuriyet döneminin gerçek tarihinin hangisi olduğu  bilinmiyor.
Kim doğru söylüyor?
Kim yalan söylüyor? 
Sade vatandaş nasıl ayıracak eğriyi doğrudan? ….  Radikal’den okuyalım:
“Sarp bir coğrafyaya sahip Dersim, tarihi boyunca ‘devlete kapalı’ bir yapı olarak bilindi. Etnik ve dini yapısıyla hep ‘farklılık’ gösteren, çok sayıda aşiret ve oymaktan oluşan Dersim’de Ermeniler de yaşıyordu. Dersim’e Cumhuriyet’ten önce, Osmanlı döneminde de harekâtlar düzenlendi. 1907, 1908, 1909, 1916, 1926, 1930, 1931, 1935, 1937 ve 1938’de büyük çaplı 10 askeri harekat yapılan Dersim’de bu askeri harekâtlar sonucunda kaç insanın öldüğü, kaçının başka bölgelere sürüldüğü, kaç kişinin yaralandığı henüz tam bilinmiyor. Ancak bilinen bir gerçek var: Asileri bastırmak için yapılan operasyonlarda gühahsız halk katledildi.” 

Bir haber sitesinden okuyalım:
“Tunceli milletvekili Aygün, Dersim’le ilgili kitabında, Mustafa Kemal’in katliamı gerçekleştiren Korkomutan Alpdoğan’ı tebrik ettiğini yazdı.”
Giderek olaylar anlaşılmaz hale geliyor. İnternet ortamında yapılan basit bir araştırmada yüzlerce dokümana erişilebiliniyor.
Aslında yeterince belge de var. Orada ölenlerin, asılanların, görev yapanların kayıtları tutulmuş. Resimler var,reportajlar var. Bütün bu bilgiler neye yarayacak?
Devlet geçmişiyle nasıl yüzleşecek? Alışılmadık, denenmemiş bir şey bu.
Hep birlikte işin nereye kadar gideceğini göreceğiz…
Kim ne derse desin herkesin üzerinde anlaştığı bir nokta var. O da Dersim’de insanların, sivil insanların öldüğü gerçeği.


Devletin açıkladığı sayı ölenlerin 6,500  civarında olduğu. Bu ölümlerin çoğunun da bebek ölümleri olduğu belirtiliyor. Kısacası devlet Dersim kayıtlarını açıklamıyor. Açıklamak istemiyor. Bir tür savunma refleksi. Devletin sır saklama kaygısı. Oysa çağ değişti. Artık hiç bir sır gizli kalmıyor. İngiliz belgeleri açıklandı. Belgelerde Dersim’de zehirli gaz kullanıldığı belirtiliyor.




Sabiha Gökçen’in Dersim’i bombalayan pilotlar arasında olduğu söyleniyor. 1938 yılında devlet kendi halkı üzerine bomba atıyor.

 Bugün Suriye yönetimini kendi halkına bomba atmakla suçlayanlar buna ne diyecek?

Cumhuriyet tarihinin bir çok karanlık konusu arasında en acılı olanlarından biri de Dersim olayları.
Bu katliamı hala gizlemek isteyenleri anlamak mümkün değil…

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...