10 Eyl 2012

Pinus Pinea




Bir pazar sabahı gazetelere şöyle bir göz gezdirdikten sonra "paradigma"  kelimesinin anlamını bir kez daha düşündün.

 Kendini dışarı atıp doğada asırlardır ayakta kalmayı başaran ama yavaş yavaş zehirlenen sulardan nasibini alan bir fıstık çamı gördün.

Dallarının bir bölümü kızarmış, diğer kısımları yeşil. Virüsle mücadele ediyor besbelli.
Ormanları öldüren o kurtcuklarla mücadele ederek geçen asırlar. Ağacın gövdesine bakıyorsun sincapların, bukalemunların ve ağaçkakanların açtıkları delikler var.

Bu ağaçtan beslenen canlılar onlar. Bu ağaç ölürse onlar da ölecek.

Bu ağacı inceliyor ve düşünüyorsun. Ağacın gölgesine oturuyor ve elindeki gazete tomarına göz gezdiriyorsun.

Artık haberleri okumak ya da TV'den izlemek sana ızdırap veriyor. İnsanlar kitleler halinde öldürülüyor.
Ölülere saygısızlık edenler de var. Ölümler her geçen gün artıyor. Gazeteler ve diğer medya ölüm haberleriyle dolu. Bu coğrafyada haber olabilmenin artık iki kuralı var: Ya ölümler olacak ya da güzel bacakların resimlendiği aşk dedikoduları.

Ölümlere aldıranlar da artık yok gibi. Ölümler artık sayılarla ölçülüyor. Güzel bacaklar daha çok ilgi çekiyor. En çok satanlar listesinde güzel bacaklar ve aşk dedikoduları var. Ha otuz kişi ölmüş ha yirmi beş. Ha denizde yetmiş mülteci öldürülmüş ha Suriye'de binler.

Sorumlu mevkilerde olanlar bu ölümlerden kendilerinin sorumlu olmadıklarını düşünüyorlar.
Bu  ölümlerin haberlerde yer almasını da istemiyorlar.

Rakiplerini sessizce öldürmek istiyorlar. Pusu kurup rakiplerini sesizce ortadan kaldırmak isteyen aç gözlü adamlar.

Ölümler ve cenazeler birbirini izliyor. Her yerde ölüm kol geziyor.

Gazeteler şiddet, ölüm ve tecavüz ilanlarıyla dolu.

Bu coğrafyada yaşayan insanların ölümden korkmamak gibi bir lüksü artık olamaz. Artık herkes ölümden korkuyor.
Çoluk, çocuk, kadın, genç dinlemiyor azrail.

Ölülere isimler takılıyor.

Şehit olan ölülerle şehit olmayanların ayırımları yapılıyor.

Bazı ölülerin doğrudan cennete kabul edileceği diğerlerinin asla kabul edilemeyeceği söyleniyor.
Ölüler üzerinden siyaset yapılıyor.

Böylesine bir baskının mutlaka bir siyasi sonucu olacaktır.

Ölümleri artık sınıflamaya da başlayabiliriz: her ölüm sınıfı ayrı bir siyasi sonuç getiriyor. Reçeteler hazırlanıyor.

Hesaplar yapılıyor. Artık bu coğrafyada ölümler bir virüs gibi her yeri hızla sayıyor.
  • Kazalarda  ölenler,
  • Çatışmalarda ölenler,
  • Şiddete maruz kalarak ölenler,
  • Hastahanelerde ölenler,
  • Doğal yolla ölenler,
  • Sabotaj sonucu ölenler
Asırlık çam ağacının  üzerinde bir kerkenez görüyorsun.
Ağacın gövdesine yuva yapmış sincap ailesinin yavrularını gözlüyor.
Aç yavrular çığlıklar atarak yemek bekliyorlar.
Fıstık çamının tepesindeki  kozalakları  karıştıran anneleri (babaları) kerkenezi fark ediyor.
Şimşek hızıyla atılıyor.
Kerkenez de havalanıyor.
Yuvaya doğru bir yarış başlıyor.
Yarışı kimin kazanacağı belli.  

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...