12 Oca 2008

İngiliz İmparatorluğu’nun bir başka siyasi mirası Kenya …

Birbiri ardından patlayan saatli bombalar gibi , Büyük Britanya İmparatorluğu’nun kalıntıları dünya gündemini işgal etmeye devam ediyor.

Büyük imparatorlukların çöküşü de kuruluşu gibi yavaş yavaş oluyor. Bütün bir yüzyılın tek ve mutlak hakimi olan Emperyal İngiliz İmparatorluğu idare ettiği ülkelerden çekilirken arkasında da büyük bir siyasi kaosun ortasında elinde silahlı kuvvetlerden başka bir şey kalmayan bir diktatör bırakarak çekiliyor .İmparatorluğun çekilmek zorunda kaldığı bütün ülkelerde durum aynı.

Diktatörlükler kurarak çekilme stratejisi . ….

İşte Ortadoğu ,Filistin ,Mısır ve Irak ,Hindistan , Myranmar,Afganistan vve İşte Pakistan ve en son Kenya .
Afrika'nın sömürgeleştirilmesinde en büyük paya sahip olan İngiltere, XIX. yüz­yılın başlarında Hollanda'nın elindeki Cape Colony'yi alıp (1815) buradan kuzeye doğ­ru ilerlemeye başladı.
Sömürge­lerini genişletmeye çalışan İngilizler Bec-huanaland (bugünkü Zimbabve) (1885) ve Nyasaland'ı (bugünkü Malawi) (1889) ele geçirdikten sonra Güney Afrika Federasyonu'nu kurmak istediler ve 1881'de dış politi­kada İngiltere'ye bağımlı olmak şartıyla ba­ğımsızlık verdikleri Boerler'in Transvaal ve Oranj cumhuriyetlerini, birkaç yıl devam eden savaş sonunda sömürge haline getirdi­ler (1902).

Doğu Afrika'da bulunan Uganda 1892'de İngiliz yönetimine girerken, Kenya da 1895'te İngiliz himayesini kabul etti. Da­ha sonra burası krallığa bağlı bir sömürge haline geldi (1920). I. Dünya Savaşı sonun­da Almanlardan da Tanganika'yı almak su­retiyle Doğu Afrika'ya tamamen sahip olan İngiltere, Batı Afrika'da da Gambia, Sierra Leone, Alün Kıyısı ve Nijerya'yı sömürge­lerine kattı.

XX. yüzyılın başlarında dünya­nın en büyük sömürge imparatorluğunu ku­ran İngiltere, Fransa'nın aksine sömürgele­rinin yönetiminde dolaylı yönetim prensi­bine göre hareket ederek, kabile şeflerine ve yerli aydınlara söz hakkı tanıyıp yerliler­den oluşan bir idare kadrosunun ortaya çık­masını teşvik etti.

Kabile liderleri

İşte bu kabile liderleri İngiliz İmparatorluğu’nun giderek etkisi azaldıkça iktidar için mücadele etmeye başladılar.Doğu Afrika Bölgesinin örnek ekonomisi bir anda tepetaklak oldu.Vahşi bir etnik savaş soykırım sınırlarını zorlamaya başladı .
Afrika’nın 34 milyon nüfuslu ülkesi Kenya, yakın zamana kadar kabilelerden oluşan renkli halkları, sivil toplum kuruluşları ve gelişen ekonomisi ile, komşularına kıyasla daha istikrarlı bir siyasi tablo çiziyordu.
27 Kasım’da gerçekleştirilen ve Devlet Başkanı Mwai Kibaki’nin 230 bin oy farkıyla, Turuncu Demokratik Hareketi lideri Raila Odinga’yı geride bıraktığı tartışmalı seçimler, ülkede iç savaşa sebep oldu.

Seçimlerde hile

Seçime hile karıştırıldığı iddiasıyla Kibaki’nin mensubu olduğu Kikuyu kabilesi ile Odinga’nın Luo kabilesi arasında çıkan çatışmalarda yaklaşık 600 kişi öldü ve 200 bin kişi yerinden edildi.
Etnik savaş Kikuyu halkıyla Luo kabilesi arasında cereyan ediyor . Ülkenin doğusuyla batısı arasındaki kanlı içsavaş bakalım nasıl sona erecek .
Her iki lider siyasi idareyi ele almak için her türlü fedakarlığa hazır . İngilizler arkalarında bıraktıkları bu kötü mirasa yine eski günlerdeki güçlü ‘beyaz adam ‘ tavrıyla çare bulmaya çalışıyor .

Gordon Brown ve David Miliband telefonla her iki lidere ne yapmaları gerektiğini anlatmaya çalıştılar ama , eski günler artık geride kaldı.

Kibaki ve Odinga artık ‘beyaz adam ‘ ı dinlemeye mecbur olmadıklarını biliyorlar. Bu etnik çelişkileri yıllarca körükleyen beyaz adam ,şimdi hiçbir şey olmamış gibi , ‘ben ne diyorsam onu yap ‘ demeye çalışıyor .

Etnik Grupları birbirine karşı kışkırtma siyaseti..

İngiltere her yerde aynı siyaseti izledi.Etnik grupları,dini grupları birbirine karşı kışkırtarak ,bir grubun öbür gruba karşı zayıf yanlarından yararlanarak idare etti. Şimdi de ardında bıraktığı bu siyasi enkazın sorumluluğunu taşımadığı gibi yeri geldikçe ABD ‘nin de aynı stratejiyi izlemesini öneriyor.

Oysa ABD , bu bölgelerin yeni emperyal gücü olmaya aday . Bugün Irak , Afganistan ,Pakistan ve Kenya aynı siyasi sorunlarla karşı karşıya .İktidar hırsıyla her türlü vahşeti uygulamaya hazır kabile liderleri ,kısa vadeli siyasi hedefler uğruna ABD ‘ye her türlü ödünü vermeye hazırlar.

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...