16 Nis 2008

Halki Ruhban Okulu





Bu Cumartesi sabahı Kabataş’dan saat dokuz Adalar vapuruna biniyoruz.Heyecanla beklediğimiz gün geldi.Halki Ruhban Okulu’nu görmeye gidiyoruz.Engin uzun bir süredir bu organizasyonun detaylarıyla ilgileniyordu.Adaya varış,faytonların ayarlanması,okulu gezme müsadesi,rehber,sonra dönüş ve öğle yemeği.


Etrafında bu kadar tartışma yaratılan Halki Ruhban Okulu ve sürekli gündemde tutulan okulun açılıp açılmamasına kimin karar vereceğini de anlamak mümkün değil.


Vapurda büyük bir Yunanlı grup var. Çok gürültü ediyorlar.Tatile çıkmış ilkokul çocukları gibi bağırıp çağırıyorlar. Her yaştan insanın bulunduğu bu elli altmış kişilik grubun da okulu gezmeye gittiğini öğreniyoruz.Atina'dan geliyorlarmış..


Aziz Fotios tarafından 900 ‘lü yılarda 6 Şubat tarihinde kurulduğu söylenen bu okulun uzun ve hazin de bir hikayesi var.


Bugün medyaya yansıdığı kadarıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile AB ve Yunanistan ilişkileri görüşmelerinde önemli bir gündem maddesi haline gelmiş durumda.


Ortadoks din adamı yetiştirmek amacıyle ilk kez 1844 yılında Patrik Germanos tarafından hizmete alınan okul dünyanın dört bir yanından gelen öğrencileriyle dönemin en önemli kurumlarından biri haline geliyor.


1894 yılında büyük İstanbul depremiyle yıkılan okulu Pavlos Stefanovik ailesi yeniden yaptırıyor.Ünlü Rum Mimar Periklis Fotiadis tarafından yeniden yaptırılan okulun Beyoğlu Zoğrafyon Lisesi ile benzerlikleri var.Yunan alfabesindeki “Pi” harfi biçiminde inşa edilen yapıların üzerinde çeşitli sembolleriden oluşan kabartmalar işlenmiş.


En göze çarpan ise Binanın üzerindeki Yunanca “Alfa” ve “Omega” harfleri .yani “A” dan “Z” ye ,başlangıçtan sonsuza anlamındaymış.


Okulun kütüphanesinde 120 binin üzerinde kitap bulunuyormuş.Her biri son derece kıymetli ve nadir tarihi taşbaskı,elyazması ve matbaba baskısı kitaplardan oluşan bu kütüphane güvenlik nedeniyle ancak özel izinle gezilebiliyormuş.


Okul 1971 yılında kapatılıyor.Kapatma gerekçesi de çok iyi anlaşılmıyor.1960 darbesinden sonra oluşan gerilimli ortamda önce okula yabancı öğrencilerin gelişi yasaklanıyor ,daha sonra alınan bir dizi kararla tüm özel okullara yönelik kararnameyle de okulun kapanması gerçekleşiyor.
Fener Patrikhanesine bağlı sadece manastır olarak hizmet veren binalar Heybeliada’nın en yüksek noktasında Ümit Tepesi adı verilen yerde bulunuyor.


Engin ve arkadaşlarıyla İskele çaybahçesinde bulunuyoruz .Elli kişilik bir grup oluşturuyoruz. Çaybahçeleri ve restoranların yer aldığı iskele meydanının arkasında faytonlar bizi bekliyor.Hızla döne döne yukarı çıkıyoruz.Fayton sürücüsünün çılgınca atları kırbaçlamasının ve telaşının nedenini daha sonra anlıyoruz.Müşteri kapma yarışı.


Okulun bahçesine girer girmez erguvan ağaçları sizi karşılıyor.Bahçe usta bir elin kurguladığı bitkilerle hemen sizi etkiliyor.Binanın tam karşısına gelen yerde bulunan tarihi iki zeytin ağacı en az beş yüz yaşında olmalı.Bahçedeki ağaçların bir çoğu en az iki yüz yıllık.Marmara’ya bakan yamacın kıyısında yükselen servi ağacı her halde manastırla yaşıt.


Okul binası ,manastır ve konuk evinden oluşan üç muhteşem bina, itinayla bakımı yapılan ve bir botanik cennetine dönüştürülen bahçesiyle görülmeye değer.Adanın en yüksek tepesinde olmanın ayrıcalığı da dört yönü aynı anda görebilmeniz.


Mor salkımlı yolu geçip manastıra giriyoruz .Selanik Üniversitesi’nden Prof. Sotirios Varnalidis ve rehberimiz Stelyo bize manastırın tarihi hakkında bilgiler veriyorlar.


Daha sonra Prof. Varnalidis ile küçük bir sohbete dalıyoruz.Okuldan 1964 yılında mezun olmuş. Yabancı öğrencilerin yasaklanması üzerine Selanik Üniversitesi’ne transfer edilmiş.Anlaşıldığı kadarıyla Selanik Üniversitesi teoloji bölümü Halki Ruhban Okulu’nun hem öğrencilerinin hem de öğretmenlerinin sığınağı olmuş.


Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapanması İstanbul’un kaybı Selanik’in de kazancı olmuş.

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...