13 Şub 2008

Londra Günlüğü ..

Birinci Gün :

Londra 'ya gitmeyeli neredeyse on yıl olmuş .S.K. metro istasyonu çıkışından ara sokaklara akan kalabalığı izlerken dudaklarımdan bir kelime döküldü :

Babil .

Babil ' i görmüş müydüm ?

Hayır .

"Getik" ' le "Menok " farkını hiç yaşamıyan bir kültürün kurduğu bu kentin Babil ' e benzemesi mümkün müydü ?

Mümkündü.

Bu kentin ve bütün büyük kentlerin tarih boyunca sürekli yeni halkları olmuştur.
Londra kimbilir kaçıncı değişimini yaşıyor ?

Dünyanın dört bir yanından gelen genç insanlar, son yirmi yılda hemen hemen kentin çoğunluğunu oluşturmuş gibi görünüyor.

Metro trenini Hintli kullanıyor ,trene start ı veren Kenyalı,biletleri kontrol eden Sırp,çöpleri toplayan,Mısırlı,büfeci Grek, akşam gazetelerini satan Afgan,taksi şöförü Türk,otel resepsiyonisti Rus,pub garsonu İranlı,bulaşıkçı Iraklı ... sürüp gidiyor.

İstanbul 'da üzerime çöken "Türban Öncesi ve Ötesi " karabasanından bir az olsun kurtulmak için bu kentten daha iyisi yok.

Biraz değişik bir hava solumanın ötesinde; Magna Carta 'yı ve sekülarizmi hazmeden ahalisinin keskin düşüncelerinin bilimle rehabilite edildiği bu ortamı sağlayan monarşi mi ? Yoksa başka güçler mi ? Devlet ve hukuk ve insan hakları burada her köşe başında sizi karşılıyor.

Ortak lisan İngilizce 'nin tartışmasız hakimiyetinin yanında kulaklarındaki cep telefonlarına İngilizce dışında bir dilde konuşan gençler topluluğu artık Londra'nın yeni ahalisi olarak fotoğrafta yerlerini almışlar.Bu insanları bir arada tutan çimento ne ?

İşte British Museum orada . Binlerce yıl ötesinden kültlerin izlerine bakarak bir şeyler düşünmek , sonra diğer müzeleri dolaşmak ,halk kütüphanelerine gitmek bir kültür mirasının peşine düşüp sürüklenmek varken , Publarda ve tüm kapalı yerlerde yasaklanan sigaranın kapı önlerine döktüğü tiryakilerin haline bakıp hayret etmemek de mümkün değil.

Londra 'da birinci gün her zaman çok hoş olmuştur .Yürümekten ayaklarınızın sızladığını hissederken gezginlere harita ve rehber satan çok katlı kitapçının cafe 'si size göz kırpar .

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...