10 Şub 2008

Çoğunluğun diktatörlüğü tehlikesi var mı ?

Ali Sarp

Bugün Üniversitelerde türbanı serbest bırakanlar yarın türbanı mecburi kılmak için oy kullanır mı?
Çoğunluk bunu istiyor , siz sesinizi çıkarmayın mı denecek ?
Kadınların tümünün tesettüre girmesi için parlementodan bir karar çıkarır mı ?
İşte bir kez daha aynı cümleleri duyuyoruz yetkili ağızlardan.Batılı anlamda demokrasinin seksendört yıldır denendiği ülkemizde temel demokratik kavramlar hala tartışılıyor.İki bin beş yüz yıl önce Anadolu ve Akdeniz kıyılarında kurulmuş büyük uygarlıkların siyasi deneyimleri günümüzde hala tartışılıyor.
Kişisel hak ve özgürlükler,hukuk devleti,laiklik,söz ve fikir özgürlüğü gibi temel kavramlar arasında geniş halk kitlelerine verilmeye çalışılan mesajların apayrı şifreleri var :

“Halkın iradesi tecelli etti . Milli irade ..“

Halkın iradesi , ya da milli irade ,kavramını anlamak için biraz demokrasiden ne anladığımıza bakmamız gerekiyor . Avrupa'da, eski Atina demokrasisi çizgisine yakın “liberal demokrasi “ örnekleri görülürken ,ABD'de ise daha farklı bir demokrasi anlayışı eski Roma cumhuriyeti çizgisinde bir demokratik cumhuriyet sisteminden söz etmek mümkün.
Her iki sistem birbirine benzer görünse de elle tutulur farklılıklar var. Kuvvetler ayrılığı prensibinin,hukuk devleti olma geleneğinin önemsendiği ABD ‘de klasik anlamda çoğunluğun iktidarından söz edilebilir mi ?
Klasik anlamda Türkiye ‘de özellikle siyasi partilerde hakim olan demokrasi anlayışı,demokrasiden anlaşılan ,havaya kalkan parmak sayısı olarak düşünülüyor.
“Çoğunluğun isteği “ yani Atina demokrasisi anlamı ortaya atılıyor :

Kopenhag siyasi kriterleri :

· Kurumsallaşmış bir demokratik sistem:
· Hukukun üstünlüğü:
· Azınlık hakları :
· Kişisel Özgürlükler :

Özellikle iktidar partisinin meclisdeki sandalye sayısı düşünülerek aldığı konum ve medyaya yansıyan söylemleri çerçevesinde çok yanlış bir yola sürüklenildiği,toplumu iki ayrı kutba ayırıcı bir ana çelişkinin gündemde tutulmasıyla insanlar taraf tutmaya zorlanıyor.

Ak mı kara mı ?

Bir yanda azınlık hakları konusu varken öte yanda çoğunluğun yani parmak sayısının iktidarı konuşuluyor.Bu parmak sayısı yanlıları artık ,geri dönüşü olmayan bir yola giriyorlar .Bir tür demokrasi hastalığı olan çoğunluğun diktatörlüğü hastalığı bu .
Kopenhag siyasi kriterlerinin müzakereler sürecinde konu başlıklarını oluşturan temel kavramlar paralelinde müzakerelerin başladığı günden bu yana yaşanan siyasi sorunların türü ve çözüm yöntemleri , öyle olduğu söylense de kurumsallaşmış bir demokrasinin varlığını değil var olmadığını gösteriyor.

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...