14 Mar 2007

Puslu Bir İstanbul sabahı

Yağmurlu ve puslu bir İstanbul sabahı.Küresel ısınma tartışmaları bir yana.çiçek açan badem ve erik ağaçları ilkbaharı müjdeliyor.Doğa binlerce yıldır olduğu gibi yeniden dönüşüyor.Bu hafta leyleklerin geliş takvimini gösteriyor.her yıl aynı zamanda milyonlarca leylek güneyden kuzeye göç ediyor.Onların havada süzülüşünü izlemeyi seviyorum.Önce daireler çiziyorlar.Bir sıcak hava akımı yakalamaya çalışıyorlar.Sonra o sıcak hava akımına kendilerini bırakıp süzülüp gidiyorlar.Bu hafta gelirler mi , bilmiyorum. Bu hafta olmazsa gelecek hafta mutlaka gelirler.

Leylekler

Yıllarca önce İstanbul Hilton Otelinin o muhteşem boğaz manzarasını gören özel salonlarından birinde bir öğle yemeğinde büyük bir yöneticiler grubu oturmuş,ekonomik gelişmeleri tartışıyorduk.Her ay aynı yerde toplanıp 'round Table' yapıyor, düşüncelerimizi karşılaştırıyorduk.'Hilton Lunchenon' toplantıları.
Enflasyonun çok yüksek olduğu,iş dünyasının birbiri ardından gelen süprizlerle sallandığı dönemlerdi.Herkes karamsardı.Enflasyon tahminleri,faiz tahminleri yüzde yüzlerin üzerindeydi.Bütçe sapmaları,krizler bizi bunaltıyordu.Herkes büyük bir endişeyle çatalının ucuyla tabağındaki yemeği didikliyor , göz ucuyla da şarap şişesine bakıyordu.

Tam o sırada Amerikalı doktor arkadaşımızın sesini duyduk.
-Beyler , beyler şu ilerideki manzaraya bir bakın . Bakın işte bu muhteşem boğaz manzarasında ne görüyorsunuz ? Leylekleri değil mi ? İşte bu leylekler binlerce yıldır , hep bu zamanda boğazın üzerinden geçip gideriler. Ve bu hiç değişmez .

İşte böyle yine leyleklerin gelme zamanı...

“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...