18 Nis 2007

Pulitzer Ödülleri



"Cumhuriyetimiz ve basın birlikte yükselecek ya da batacaktır.Saf , kokuşmuşluktan arınmış habercilik ,popülist hükümetlerin etkisiyle değil ,iyi eğitilmiş zekaların halkın haber alma isteğine saygı duymasıyla ortaya çıkacaktır.Ticari kaygılarla ,demagoji içine yuvarlanan gazeteler ,zaman içinde kendilerine benzeyen gazeteciler üreteceklerdir.Cumhuriyetimizin geleceğini oluşturma sürecinde özgür gazetecilerin rolü büyük olacaktır . "

Joseph Pulitzer 1847-1911





Amerikan gazetecilerinin rüyası bir 'Pulitzer ' kazanabilmek . Bu ödülü almak ne demek ?


Colombia Üniversitesi tarafından her yıl Nisan ayında açıklanan ödüller bir kaç dalda veriliyor?




Joseph Pulitzer, Mako, Macaristan da 10 Nisan , 1847 de Yahudi bir bir tahıl tüccarı olan baba ve Roman Katolik olan Alman asıllı bir annenin çocuğu olarak doğdu. Çok iyi okullarda okudu.

Hamburg 'da çalışırken ,ABD içsavaşı sırasında Avrupa'dan asker topalayan bir acente vasıtasıyla Boston ' a geldi. Orduya katıldı. Lincoln Süvari birliğinde Alman asıllı bir çok asker vardı. İyi bildiği Almanca ve Fransızcasıyla kısa sürede kendini gösterdi. Savaştan sonra .St.Louis 'e yerleşti . Her işi yapıyordu. Boş vakitlerinde de kent kütüphanesinde İngilizce ve Hukuk çalışmalarına katılıyordu.


Kütüphanenin satranç odası tatil günlerinde satranç meraklılarıyla dolup taşardı.Pulitzer ,bir tatil günü final karşılaşması yapan iki satanç oyuncusunun hamlelerini dikkatle izliyor , bir yandan da Almanca kendi kendine konuşuyordu.


Tesadüfen yanında duran Almanca olarak yayınlanan , Westliche Post, gazetesi sahibi onu dinliyordu. Pulitzer artık bir gazeteciydi..Dört yıl sonra bu dinlenmek bilmeyen sonsuz enerjisi olan gazeteci 25 yaşında neredeyse iflas etmekte olan gazetenin hisselerini aldı. Pulitzer artık yayıncı olmuştu. Daha sonra 1878 yılında St. Louis Post-Dispatch, gazetesini de satın aldı. Aynı yıl Kate Davis, ile evlendi.


Pulitzer kısa sürede güney bölgesinin en tanınmış simalarından biri olmuştu. sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar gazetede çalışıyordu. En ilgisini çeken konu yolsuzluklardı.Resmi kurumların yaptığı yolsuzluklar , kanun dışı işlemler en büyük ilgi alanıydı. Kokuşmuş politikacıların peşine düşüp iz sürmesiyle ,her türlü yolsuzluğu belgeleriyle gazetesine taşımasıyla ayrı bir ün edinmişti. Yolsuzlukları ortaya çıkarmasını alkışlayanların yanında , güçlü düşmanlar da edinmeye başladı .Sansasyonel haber yapan bir çok gazeteyle mücadele içine girdi. Skandallar birbirini izledi . Zor günler geçirdi . Yalan haber yazmakla suçlandı.1890 yılında New York 'da yayınlanan The World 'ü satın aldı. 1896 - 1898 yılları arasında Pulitzer , William Randolph Hearst's Journal ile muazzam bir tiraj savaşına girdi.Karşılıklı suçlamalar ,asparagas habercilik suçlamaları , tehditler santajlar ve baskılara karşın Pulitzer geri adım atmadı .


1909 yılında , The World gazetesinde 40 milyon dolarlık bir rüşvet skandalı yayınlanmaya başladı.ABD hükümetinin Panama Kanalı Şirketi'ne ödediği paranın hukuki statüsü tartışılıyordu. Başkan Theodore Roosevelt ve Banker J.P. Morgan, ve daha başka senatör ve yerel politikacıların da adlarının karıştığı bu skandal tüm ülkeyi sallamaya başladı . Baskılara dayanamıyan hükümet mahkemelere baş vurdu ve gazetenin yayınlarının durdurulmasını istedi. Pulitzer hakkında da suç duyurusunda bulunuldu.





Mahkeme tüm ülkenin merakla izlediği celse sonunda suç teşkil edecek bir gerekçe görmediği nedeniyle davayı reddettiğini açıkladı . Bu karar ABD hukuk sistemi ve basın özgürlüğünün büyük zaferi olarak nitelendirildi.Amerikan özgür haberciliğini için bir dönüm noktası oldu.Hiç bir etki altında kalmadan özgür yayın ve dürüst gazetecilik ilkelerinin savunuculuğunu yapan Pulitzer ,1904 yılındaÜniversitede Gazetecilik Okulu kurulmasını önerdi.. Bu öneri orjinal dilinde okuması çok keyifli bir paragraftır . Her gazetecinin bu paragrafı çok dikkatli okuması ve özümsemesi meslek etiği açısından önemlidir .



"Our Republic and its press will rise or fall together. An able, disinterested, public-spirited press, with trained intelligence to know the right and courage to do it, can preserve that public virtue without which popular government is a sham and a mockery. A cynical, mercenary, demagogic press will produce in time a people as base as itself. The power to mould the future of the Republic will be in the hands of the journalists of future generations."







Pulitzer 'in maddi ve manevi desteğiyle 'Columbia School of Journalism' -Gazetecilik yüksek okulu kuruldu. 1911 yılında Pulitzer öldü. Ertesi yıl Pulitzer Ödülü vakfı kuruldu. İlk ödül 1917 yılında verildi. Pulitzer ,vasiyetnamesinde vakıf yönetimini çok dikkatle seçmişti. Gazete yayıncıları, Columbia Üniversitesi başkanı ve öğretmenleri,gazeteci olmayan saygıdeğer kişilerden oluşan 19 kişilik bir kurul.Bu kurul daha sonraki yıllarda değişti. Günümüzde tanınmış gazete yazarları ve yayıncılarından kurulu bir kurul görev yapmaktadır . Ayrıca dört Gazetecilik Akademisi öğretim üyesi teknik danışman olarak kurulda asil üye olarak yer almaktadır. Kurula Columbia Graduate School of Journalism dekanı başkanlık etmektedir .



2 0 0 7 ÖDÜLLERİ

Kamusal Alanda habercilik dalında :
The Wall Street Journal

Ülke çapında Habercilik dalında :
Charlie Savage of The Boston Globe

Uluslararası Habercilik Dalında :
The Wall Street Journal
Eleştiri dalında :
Jonathan Gold of LA Weekly

Başyazı Dalında :
Arthur Browne, Beverly Weintraub and Heidi Evans of the New York Daily News

Haber Fotoğrafları dalında :
Oded Balilty of the Associated Press

Roman Dalında :
The Road by Cormac McCarthy (Alfred A. Knopf)

Tiyatro Dalında :
Rabbit Hole by David Lindsay-Abaire

Tarih Dalında :
The Race Beat by Gene Roberts and Hank Klibanoff (Alfred A. Knopf)

Biyografi Dalında :
The Most Famous Man in America by Debby Applegate (Doubleday)

Şiir Dalında :
Native Guard by Natasha Trethewey (Houghton Mifflin)

Düzyazı Dalında :
The Looming Tower by Lawrence Wright (Alfred A. Knopf)

Müzik Dalında :
Sound Grammar by Ornette Coleman









“Kremna (Κρεμνα)`

Uçurumun kıyısında bir Pisidia kenti. Klasik Yunanca "Uçurum" anlamına gelen (κρημνός) kelimesinden yola çıkarak adının veril...